4 Mart 2016 Cuma

Çocuklarda işitme kaybının çeşitli sebepleri vardır ve bunlar farklı zamanlarda ortaya çıkabilir.Burada bebek ve çocuklardaki işitme kayıpları erken teşhis olası yaklaşımlar ve tavsiyeleri bulabilirsiniz.



Çocuklarda işitme kaybının çeşitli sebepleri vardır ve bunlar farklı zamanlarda ortaya çıkabilir.Burada bebek ve çocuklardaki işitme kayıplarının erken teşhisi, olası yaklaşımlar ve tavsiyeleri bulabilirsiniz.


Çocuklar için sağlıklı işitme neden çok önemlidir ?

Bir çocuğun duyma ve konuşma yeteneği ,eğitimi, duygusal ve sosyal gelişimi için hayati önem taşır. Ve onun ilerdeki yaşamı içinde başarı ve başarılarının temelini oluşturur. Bir çocuğun işitme deneyimi anne karnında daha birkaç aylıkken başlar. Doğumdan sonra da çocuk  duyma ve konuşma yeteneğini çevredeki sesler ve akustik uyaranları dinleyerek ve taklit ederek geliştirimeye devam eder. Beyin işitme kaybı sebebiyle yeteri kadar uyaran alamazsa çocuğun yaşına uygun konuşma ve dil gelilişimini sağlaması zor olacaktır. Bu nedenle işitme kaybının mümkün olduğunca erken tespit edilmesi , işitme kaybı nedeniyle oluşacak eksiklikleri gidermek içim çok önemlidir.

Yenidoğan işitme taraması nedir nasıl yapılır?

Yenidoğan işitme taraması doğumdan kısa bir süre sonra gerçekleştirilir. İşitme taraması uzun sürmeyen bir işlemdir. İşitme taraması tamammen ağrısız ve hızlı bir şekilde ileri bir işitme değerlendirmesine ihtiyaç olup olmadığını belirler İşitme taraması hemen doğumdan sonra yapılırsa kulaklarında olabilecek amniyon sıvısı sebebiyle yanlış sonuç verebilir bu nedenle doğumdan 48 saat sonra işitme taraması yapmak daha doğru olacaktır.

Yeni doğmuş bir bebeğe yapılan tarama ne kadar güvenilirdir? Daha sonrada takip tesleri yapılır mı ?


Yenidoğan işitme taraması bebekteki işitme durumunu tanımlamak için çok güvenilir ve doğru bir yöntemdir. Ancak bebek ilk tarama testini geçemediğinde bu onun işitme kayıplı olduğunun tespiti için yeterli değildir. İşitme taraması belirlenen bir süre sonra tekrarlanır .yine başarısız olursa kısa bir süre sonra tekrar test yapıdığında bebek bu testi de geçemezse o zaman daha derinlemesine bir işitme değerlendirmesnin yapılması gerektiği belirtilir. Bebek bu durumla birlikte sık periyotlarla doktor ve odyolog tarfından takip edilmelidir.


İşitme kaybının geç tespit edilmesinin veya işitme eksikliğinin bebeğe ne gibi olumsuz etkileri olabilir?


işitme kaybının geç tespiti , dil ve konuşma gelişimi açısından bir çocuğun gelişimi üzerinde ,derin bir olumsuz etkisi olabilir. Çocuğun eğitim başarısını olumsuz yönde etkileyebilir. İyi bir araştırma ile işitme kaybının seyri (ilerlemesi) ve yapılabilecek müdahaleler konusunda bir program dahilinde çocuk takip edilmelidir.


Bebeklerde işitme kaybı nedenleri hangileridir?


İşitme kaybı bebeğin bir kulağında yada her iki kulağında ,farklı zanlarda gelişimini etkileyecek şekilde ortaya çıkabilir.Bebeklerde işitme kaybının çeşitli nedenleri vardır.

Doğum öncesi nedenler:
  • - Tüm doğum öncesi vakaların yaklaşık yarısında aile öyküsü veya bileşeni vardır (akraba evliliği, işitme kaybının kalıtımsal olması vs..)
  • - Gebelik sırasında annenin enfeksiyon hastalığı yaşaması
  • - Çeşitli doğum sendromları da işitme kaybı ile ilişkilidir
  • - Hamilelik sırasında anne tarafından tüketilen maddeler (örneğin uyuşturucu ve alkol vs..)

Ayrıntılı nedenler:
  • - Doğum komplikasyonları (örneğin, düşük doğum ağırlığı, yarık dudak veya damak, kulak, burun veya boğaz kusurları)
  • - Tedavi edilmemiş kulak enfeksiyonları
  • - Menenjit
  • - Kafa yaralanmaları,travmaları
  • -Gürültüden etkilenme (örneğin yüksek sesli oyuncaklar,havai fişek,elektrikli el aletleri, annenin gürütülü eğlence mekanlarında çok fazla bulunması gibi nedenler işitme kaybına yol açabilir.

Çocuğumun işitmesini aşırı gürültüden nasıl koruyabilirim?


Çocuğunuzun aşırı gürültülü ortamlarda uzun süreler bulunmamasını ve bu süreler boyunca kulak koruyucular yani özel kulak kalıbı kullanmasını sağlayabilirsiniz. Piyasada hem standart pediatrik kulak koruyucuları hemde kişiye özel yapılan kulak koruyucuları bulunmaktadır. Ödeyebileceğinizin en iyisini satın alın , gerektiğinde kullanılabilir olmasını unutmayın. Çocuğunuz için oyuncaklar ve evinize sesli sistemler aldığınızda gürültü derecelendirmesini kontrol edin ürünün gürültü seviyesi (dB) bilgisini üzerinde yada belgelerinde arayın.

Bebeğin daha kolay uykuya dalabilmesi için beyaz gürültü dinletme konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu onun işitmesini etkiler mi?


Makul bir seviyede tutulduğu sürece beyaz gürültünün zararlı olduğuna dair bir kanıt yoktur.


Hamileyim ve bir rock konseri izlemek istiyorum: yüksek sesler ve müzik doğmamış çocuklarda işitme kaybına neden olabilir mi?


Bebeğinizi korumak için etrafını çevreleyen amniyon sıvısı yetetli ses izolasyonunu sağlamayabilir bu konuda endişeleriniz varsa , bunları doktorunuzla konuşun.

Çocuğumda işitme kaybını nasıl anlayabilirim?


Bebeğin, kendi ortamındayken alçalan yükselen seslere , ani seslere hapşırma kapı çarpması alkış gibi seslere nasıl bir tepki verdiğini izlemelisiniz. Bu konuda endişeleriniz varsa doktorunuza başvurabilirsiniz .Bu seslere tepkisinin az olması her zaman endişe edilecek bir durumu göstermez.

Aileden gelen kalıtsal sebeplerden dolayı işitme kaybı olabilir mi?


Evet, işitme kaybı vakalarının yaklaşık yarısı genetiktir. Bu mutlaka ebeveynlerden biri ya da her ikisinin işitme kaybından muzdarip olduğu anlamına gelmez. bunun yerine "sadece" çekinik geni taşıyabilir .

Çocuğunuzun işitme kayıplı olduğundan şüpheleniyorsanız nereden yardım alabilirsiniz.

İşitme kaybı şüphesi varsa, ebeveynler hemen (çocuklarda duyma bozuklukları konusunda uzmanlaşmış) bir çocuk doktoru, çocuk odyoloğu, (özellikle çocuklar ile çalışmak için eğitilmiş) veya bir ENT (Kulaklar, Burun, Boğaz hekimine) başvurmalısınız.

Hangi işitme çözümü işitme kaybı olan çocuklar için kullanılabilir ve çocuğum için doğru çözümü nasıl seçerim?


İşitme kaybı bozukluğu tipine bağlı olarak çeşitli yollarla takip ve rehabilite edilebilir. Çoğu durumda, bir çocuk işitme uzmanı, özellikle bir ilk adım olarak çocuklar için tasarlanmış bir işitme cihazı önerecektir. Doğru işitme cihazını seçmek işitme kaybı derecesine ve çocuğun işitme ihtiyaçlarına bağlıdır. İleri dereceli işitme kayıpalrında işitme cihazı uygulaması ile yeterli gelişme sağlanamazsa , bir koklear implant (CI) doğru bir seçim olabilir. Koklear implant en az 12 ay veya daha büyükler için uygulanabilen bir cerrahi işlemdir.

İşitme kayıplı çocuğumun konuşma gelişimini teşvik etmek için ona nasıl yardımcı olabilirim?


İşitme cihazlarına ek olarak kablosuz FM ve mikrofon sistemlerini kullanabilirsiniz. Sistem bir veya her iki evebeyn için takılabilen mikrofon ve çocuğun işitme cihazı üzerine takılan bir alıcı ile uzak mesafedeki konuşmaları bile arka plan gürültüsünden etkilenmeden rahatça duymasını sağlayacaktır. Ancak ailelerin net açık bir dil ve diksiyonla göz teması kurarak konuşması gerekir. Gerekirse konuşma , ses terapisi ve özel eğitim öğretmeninden destek almak konuşma gelişiminin sağlanması açısından ayrıca önemlidir.


Okul çağındaki bir çocukta işitme kaybını nasıl anlarım?


Önceden fark edilmemiş bir işitme kaybı olan öğrenciler sınıf arkadaşları tarafından hayalperest olarak algılanabilir ve öğretmenlerine göre sınıfta davranış problemleri olabilir. Arkadaşlarından daha geç ve zor kavrayabilirler . Okul başarı performansı düşük yada düşen , stresli ve duygusal motivasyonları düşük olabilir. Bu sorunlar genellikle dikkat sorunları veya disiplin problemleri de yaratabilir. Diğer çocuklar tarafından gereksiz yere izole edilmiş olduklarını hissedebilirsiniz.

İşitme kaybı olan çocuklar için hangi eğitim yöntemi uygundur? İşitme kaybı olan çocuğum için doğru okulu nasıl bulabilirim?


İşitme kaybı olan çocuklar için tek bir "doğru" bir eğitim yolu yoktur, bu nedenle ebeveynler devlet eğitim ve danışmanlık merkezleri, dernekler ve sorunu yaşamış ve aşmış ailelerden tavsiye almalıdırlar. Bir çocuk odyologu, çocuk doktoru veya bir KBB hekiminin görüş ve değerlendirmelerini talep edebilirsiniz. Uygun bir okul seçerken çocuğun işitme kaybı derecesi göz önüne almalıdır çocuğun aşırı zorlanmayacağı okul ön planda olmalıdır . Çocuk işitme cihazıyla veya implantıyla kaynaştırma eğitimi kapsamında, işitme kaybı olmayan çocukların gittiği bir okulda olabilir, tamamen işitme kayıplı çocukların olduğu fakat normal işiten çocukların olduğu bir okula da gidebilirken tamamen işitme kayıplı çocuklar için olan bir okul da da okuyabilir. Bu seçim çocuğun işitme kaybı derecesiyle ilgilidir.

Olası okul türleri:

Yaygın okullar: Ağırlıklı olarak özel gereksinimli olmayan çocuklara öğrenim veren genel eğitim okulları.
Zorluk: bu okullar özellikle işitme kaybı olan çocukların ihtiyaçlarına uyarlanmış değildir ve işitme problemleri olan çocuklara yardım etmek için hazır gerekli uzmanları (örneğin, odyolog, konuşma-dil patologlar, özel eğitim öğretmenleri) olmayabilir.

Kaynaştırma Okulları: Sınıf ortamında işitme kayıplı ve işitme kaybı olamyan çocukların birlikte olduğu entegre okullar.Bunların genellikle ek niteliklere sahip öğretmenleri  ve özel donanımlı sınıfları vardır.

Özel eğitim işitme kaybı olan çocuklar için okullar: Odalar ve ekipmanları, özel olarak işitme engelli çocukların gereksinimlerini ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmıştır ve öğretmenleri buna göre eğitimlidir.

Sınıfta işitme cihazı kullanan çocuklar için ne gibi teknolojik destek sağlanabilir


Özellikle çocuklar için geliştiştirilen çocuğun çeşitli yaş dönemlerindeki gereksinimleri ve işitsel ihtiyaçlarına göre üretilmiş, bu durumlar için özelleştirilmiş veya özelleştirilebilen işitme cihazları tercih edilmelidir.İşitme etkinliği Kablosuz mikrofon sistemleri tarafından geliştirilebilir. Öğretmen tarafından kullanılan bir verici ve cihaza bağlanan bir alıcıdan oluşan(FM sistemi) kullanılabilir.  
Sınıftaki ortam gürültüsü ve aradaki mesafe işitme cihazlı çocuğun öğretmenini duyup anlamasını zorlaştırır FM SİSTEMLERİ BU GİBİ DURUMLARDA İŞİTME CİHAZLI ÖĞRENCİNİN ÖĞRETMENİNİ DUYMASI VE DOĞRU ANLAMASINI SAĞLAYAN SİSTEMLERDİR. Başka bir etkili bir çözüm SoundField Sistemleri kullanmaktır yani sınıf akustiğini iyileştirmek ve arka plan gürültüsünün üstesinden gelmek için bir hoparlörden öğretmenin sesini yükseltmek.

Benim işitme kaybı olan çocuğumun için gelecekte ne tür umut olabilir?



Geleceği parlak! işitme kaybı olan çocuklar için geleceğin mevcut bilgi ve teknolojileri ve eğitim deneyimleri için seçim sayısız şansları,  zirveye ulaştı.
Bir bebek işitme kaybı tanısı konularak tespiti sağlandığında eğitim ve takip süreci en kısa sürede başlar. 

Mevcut amplifikasyon teknolojileri ve müdahale stratejileri ile, kelimenin tam anlamıyla işitme kaybı olan çocuklar için elde olabilecek hedefler konusunda herhangi bir sınırlama yoktur. işitme kaybı olan kişiler tıp, hukuk, spor, eğitim, eğlence de dahil olmak üzere hayatın her alanında, bunun yanı sıra esnaflık ve sanat konusunda uzman olabilir. 

Ebeveynler ve aileleri, belki de işitme kaybı olan bir çocuğun başarısı için en önemli unsurdur. Araştırmalar aile içinde olumlu etkileşimler  olan ailenin çocuklarının uzun vadeli gelişim ve başarısı üzerinde önemli ve kalıcı bir etkiye sahip olduğunu onaylamıştır.

21 Şubat 2016 Pazar

İŞİTME CİHAZI VE KULAK KALIPLARININ KONTROLÜ

İşitme cihazları ve kulak kalıpları bakımı

Biz anne babaların bakıcıların ve öğretmenlerinin çocuklarının işitme cihazlarının başarılı kullanımında katkıda bulunabileceklerine inanıyoruz ve katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
İşitme cihazlarının ve kulak kalıplarının sağlıklı kullanımı ve nasıl yardımcı olabileceğiniz hakkında bilgi edinmek için lütfen aşağıdaki bilgileri okuyun .

İşitme cihazının günlük kontrolü

İşitme cihazları, iyi çalışmasını sağlamak için dikkat edilmesi gereken hassas cihazlardır. Çocuğunuza işitme cihazını takmadan önce, hızlı bir görsel muayene ve dinleme yaparak çalıştığına onay vermelidir. İşitme cihazları anne baba veya bakıcı tarafından her gün takip etmelidir bu takip aşamalarının bir listesi aşağıda verilmiştir:

Görsel tespit

  • İşitme cihazı açma kapama anahtarları ve / veya ses kontrolleri varsa, bunların çalıştığından veya çalışmadığından emin olmak için onları kontrol ediniz.
  • Kulak kalıbının hortumu çatlak, delik ya da kıvrılarak tıkanmışmı hortum ile kalıp birbirine yapışık sabit mi?
  • Hortum işitme cihazı boynuzuna tam olarak oturmuş mu?.
  • Kulak kalıbının ses çıkış ucu kulak kiri veya başka bir madde ile tıkanmış mı ? Kulak kalıbı hortumunun içinde nem ve ıslaklık olmadığından emin olun

Dinleyerek Kontrol

Bir ebeveyn veya bakıcı çocuğun kulağına işitme cihazını takmadan önce her gün işitme cihazını dinlemek gerekir. Cihazın açılış sinyalini (dijital cihazlarda) dinleyin,olağan çalışma sesinde kesikli çalışma veya çatırtı sesleri var mı? dinleyin. İşitme cihazı düzgün çalışmıyorsa, bunu günlük çek yaparak, hemen fark edeceksiniz. Eğer bir sorun olduğunu düşünüyorsanız, işitme cihazı uzmanını arayın.

İşitme Cihazı Ve Kulak kalıplarını Temizleme

Çocuğunuzun işitme cihazının doğru çalışmasının devamlılığını sağlamak için kulak kalıplarını temiz tutmak, uygun periyotta yenilemek , filitrelerini kontrol etmek gerekliyse değiştirmek ve kulaktan çıkartıldığı zamanlarda güvenli şekilde kendi kutularında saklamak gerekir.
Günlük bakım
  • Kulaktan çıkardıktan sonra yumuşak bir bezle kulak kalıbını siliniz.
  • Kalıp hortumunu kantrol edin cihazı kualağa takmadan avcunuzun içine alarakçalıştırın ,ses gelip gelmediğini kontrol edin ,eğer ses gelmiyorsa ve içinde bir kulak kiri görüyorsanız kulak kalıbını işitme cihazından ayırarak kalıp hortumunu bir misina yardımıyla temizleyin .Misinayı kalıp hortumunun içinden birkaç kez geçirerek bunu yapabilirsiniz. Keskin nesnelerle kulak kalıbını temizlemeye çalışmayın. Kulak kalıbının temiz tutulması , kulak kiri sebebiyle oluşacak sorunları engelleyecektir.
  • işitme cihazı pilini test edin bunu alacağınız bir pil ölçer yardımıyla yapabilirsiniz ancak pil ölçeriniz yoksa işitme cihazını avucunuzun içine alarak çalıştırın cihaz açılış sinyalini verdikten sunra ıslık sesine benzeyen sürekli bir ses çıkarır (feedback sinyali) eğer pil seviyesi düşük ise bu ses kısa kısa iki veya üç sefer duyacağınız genellikle daha tok bir pil bitiş uyarı sinyali verecektir eğer bu sinyali duyduysanız cihaz çalışıyor olsa bile işitme cihazının pillerini değiştirin.İşitme cihazı uzmanı bu kontrolü evde nasıl yapacağınızı size gösterecektir.
  • pislik birikmesini veya nemi önlemek için işitme cihazını yumuşak bir bezle siliniz.
  • İşitme cihazı kapalıyken pil kapağını açık tutun
  • Kullanılmadığı gün boyunca kuru ve serin bir yerde saklayın eğer çok fazla ter veya nem e maruz kalıyorsa işitme cihazını geceleyin kurutma kabı içinde muhafaza edebilirsiniz.
Haftalık ya da Periyodik Bakımı
  • Haftalık yada 15 günde bir kalıbını yıkayın.
  • işitme cihazından kalıbını ve tüpünü çıkarın.
  • kulak kalıbını yıkamak için ılık su ve sabun kullanın.
  • Dikkatle kurulayın ve tüp nemi uzaklaştırmak için bir kulak kalıbı hava üfleyici kullanın. (puar – hava pompası)
  • o gece boyunca kurumaya bırakın ve ertesi sabah işitme cihazına kulak kalıbını yeniden takın.
  • Hava üfleyiciler kulak kiri sökücü tabletleri, nem gidericiler ve diğer sarf malzemelerini işitme cihazı uzmanınızdan yada işitme cihazı satış ve uygulama merkezlerinden temin edebilirsiniz.



13 Ocak 2015 Salı

İşitme Cihazı adaptasyonu ve çocuğun konuşma gelişimi takibinin yapılması..


Eğer  işitme  kaybı  olduğu tespit edilen bir bebeğe sahipseniz  , öncelikle  üzerinizdeki  şaşkınlık ve üzüntüyü  bir an önce üzerinizden atın . Çünkü  önünüzde  çocuğunuzun konuşma gelişiminin sağlanabilmesi için kısıtlı ve  çok önemli bir zaman var. Kendiniz için üzülecek zamanınız yok  çocuğunuzun  konuşması , iletişim becerilerini geliştirmesi  duygusal gelişimini sağlayabilmesi için  gereken çok değerli zamanı kendinize harcamayın.

İşitme kayıplı çocuklar 0 -2 iki yaş dönemi  içerisinde  cihazlandırıldıkları ve  özel eğitim ile desteklendikleri taktirde  yaşıtları gibi bir iletişim becerisine sahip olabiliyorlar .

İlk olarak  en önemli nokta çocuğunuzun  doğru işitme cihazı ile  cihazlandırılması  zaman içinde işitme  durumu  ile ilgili yapılacak test sonuçlarına göre  cihaz ayarlarının  (frekans cevabı ve amplifikasyon düzeyi) güncellenmesi ve takibi  yani cihaz  3 ay aralıklarla   çocuğun gelişimi doğrultusunda takip edilcek  demek oluyor bu, işitme cihazını alıp  konuşsun diye beklemiyoruz.

Düzenli olarak kontrollerimize gidiyoruz .Peki çocuğunuza hangi işitme cihazını almalıyım  Bunun için  mutlaka  eğitim süreci konusunda da bilgili   işitme cihazı uygulaması ve takibi yapan bir tarafsız klinikten , bu klinikteki  konusunda TECRÜBELİ  bir odyolog tan destek yada fikir almaya bakın. Bu konuda odyoloji  ile  ilgili KBB hekimleri ve İşitme cihazı konusunda tecrübeli odyometristler den de  bilgi ve destek alabilirsiniz.

Peki  bu klinikleri  nasıl bulacaksınız .Çocuk  işitme cihazları ve eğitimleri konusunda tam teşekküllü  klinikler ülkemizde bazı üniversite hastaneleri ve bazı eğitim araştırma hastaneleri bünyesinde  bulunuyor. Bulunduğunuz  ilde olmasa bile bulunduğunuz  coğrafi  bölgede  mutlaka  bir  bölge eğitim araştırma hastanesi yada üniversite hastanesi bulunuyordur.Yeni doğan  taraması  koordinasyon  hastanesi  bulunuyordur .Çocuğunuz için oraya ulaşmanızı tavsiye ederiz.

Çocuğunuzun işitme cihazı takıldı ya sonra; öncelikle siz aile olarak bir aile eğitimine tabi tutulacaksınız ve çocuğunuz takip edilecek gelişim ve eğitim sürecinde gerekli ayarlamalar yapılacak.

Gerekirse, okul öncesi ve okul döneminde  çocuğunuza konuşmaları zorlu sınıf ortamı veya gürültülü  ortamlarda kullanılan  işitme cihazıyla birlikte çalışan FM sistemleri ve yardımcı dinleme sistemleri  tavsiye edilecek. Her şey yolunda ise  bu takipler  aralıkları uzayarak 18  yaşına kadar devam edecek . Çocuğunuz  normal gelişimi ve normal eğitim sürecinin yanında  özel eğitimde  alması gerekecektir.

18 yaşından sonrada  6  aylık ve yıllık periyotlarla kişinin işitme cihazı ve işitme kaybıbnın takip edilmesi  gerekli durumlarda müdahaleler yapılması gerekebilir.

Eğer  bu süreç istenilen düzeyde başarılı olmaz ise  vakit kaybetmeden çocuğunuz  işitme  gelişimini tamamlayabilmesi  ve sözel  iletişim becerileri kazanabilmesi için uzman hekim  kararı ve odyolog onayı ile  koklear implant yapılması tavsiye edilebilir.

Son  dönemlerde ülkemizde oldukça yaygınlaşan bu yöntem sizi korkutmasın oldukça başarılı sonuçların,eğitim ve aile desteği ile alındığını gözlemliyoruz. implant  sonrasında da eğitim ve takip süreci odyolog kontrolünde  devam edecektir.

Çocuğunuzun işitme  cihazının   da  implantının dış parçasıda belirli sürelerle yenilenmesi gerekir.

Çocuğunuz için...

15 Haziran 2014 Pazar

ANNE VE BABALARIN BEBEKLERİYLE SÖZEL İLETİŞİM KURMA GİRİŞİMLERİ

ANNE VE BABALARIN BEBEKLERİYLE SÖZEL İLETİŞİM KURMA GİRİŞİMLERİ

 Yeni doğan bebekler ne zamandan itibaren konuşmayı anlamaya başlarlar?
Bebekler konuşmayı öğrenmeye doğar doğmaz başlamaktadır. Tüm bebekler, doğumdan sonraki ilk altı ay süresince bebekler çevresindeki konuşmaları pasif olarak dinlemekle geçirir ve içgüdüsel sesler çıkarırlar. Bebekler işitme kayıplı olsa da ilk altı aylık dönemde içgüdüsel sesleri çıkarabildikleri belirlenmiştir. Agulama olarak tanımlanan bu sesler, bebeğin çevresinde duyduğu seslerden ve dilden bağımsız ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu düşünceyi destekleyen bir gözlem değişik dil ortamlarında yaşayan bebeklerin çıkarttığı seslerin büyük oranda birbirine benzer olmasıdır. En az altı ay süreyle geçirilen bir dönemden sonra bebekler, kendi anadilindeki sesleri yeterli derecede duyduktan sonra, bu dile özgü en kolay sesleri üretmeye başlayacaktır. Bu bakış açısına göre, ilk altı aylık dönemde anne ve babaların, bebeklerinin ürettiği konuşma seslerine bakarak, işitmesinin ve konuşmanın normal seyrettiğine karar vermeleri mümkün değildir. Bunun nedeni, çocukların duydukları seslerin anlamını bilmemeleri, sesleri duymasalar bile kendilerine söylenen sözlere tepkilerini daha çok yüz-göz ifadelerini dikkate alarak vermeleridir. Konuşma seslerinin duyulması, özümlenmesi ve taklit edilmesi süreci her çocukta farklı farklı zamanlarda gerçekleşmektedir. Anne ve babaların kendi çocuklarında bu sürecin normal seyredip seyretmediğini takdir etmeleri genellikle kolay olmaz, özellikle geç konuşan çocuklarda bu belirsizlik daha fazladır. Bu dönemde bebek, anlamını bilmeksizin, duyduğu sesleri taklit etme becerisini geliştirmek üzere hareket geliştirici egzersizler yapmaktadır. Bebekler dinlediği konuşma seslerini kısmen beceriksizce ve anlamını bilmeden taklit etme çabası vermeye başlarlar. Konuşma sesleri, heceler şeklinde ve birbirinden bağımsız olarak taklit edilmektedir. Ancak bu dönemden itibaren anne ve baba ile çocuk arasındaki sözel iletişimin karşılıklı diyalog tarzında gelişmesi gerekir. Anne, kısa fakat anlamlı cümlelerle çocuğa seslenir ve kısa bir süre duraklayarak bebeğin kendi sözcükleriyle yanıt vermesini bekler. Bu şekilde aslında anne ile çocuk arasında yaşam boyu sürecek anlamlı ve sıcak bir diyalogun ilk adımları atılmaktadır.
Yeni doğan bir bebekte dil gelişiminin kısa öyküsü
Anne ve babalar, kendilerinin çocuk ile aralarında kurulan sağlıklı bir diyalogun aslında çocuğun konuşmayı öğrenmesinin en emin basamakları olduğunun bilincine varırlarsa, anneler doğar doğmaz bebekleriyle diyalog kurmaya başlayacaktır. Elbette konuşulacak konuların bebeğin ilgi alanına girmesi gerekir. Örnek vermek gerekirse, uykusundan uyanan bir bebeğe, “iyi uyudun mu?” “Benim yavrum uykusundan uyanmış mı?” “Karnın acıktı mı yavrum?” gibi...Örneklerden de anlaşılacağı üzere, bir bebeğin temel gereksinmeleri dikkate alınarak, ilgisini çekebileceği konular tercih edilmelidir. Aslında bebeğin söylenen her kelimeyi anlaması mümkün değilse de bebeğin diyaloga zorlanması önem taşımaktadır. Konuşma seslerin özellikle inişli-çıkışlı olması tercih edilir, hatta biraz da gülümseyerek ses tonumuzu buna uygun hale getirmemiz gerekir. Bebeği güldürecek tarzda, yüz hareketlerinin olumlu bir etkisinin olacağı da göz önüne alınmalıdır.
Beynin gelişiminde, özellikle bilişsel işlevlerin kazanılmasında dil ve konuşmanın gelişiminin çok önemli rolü vardır. Beynin değişik alanlarının gelişimine katkı sağlayan, işiterek konuşma becerisinin edinilmesi için ön koşul, işitme duyusunun normal veya normale yakın olmasıdır. Ancak bu ön koşul tek başına yeterli olmaz, çünkü bizim anladığımız anlamda bir dilin gelişimi insanoğluna özeldir ve bir bebekte doğduktan sonraki süreçte gelişen, karmaşık bir beceridir. Bu bağlamda bebeğin dil gelişimi için bebeğin beyninin birçok işlevinin örneğin istemli hareketlerin, görme, zeka, dikkat, hafıza ve öğrenme gibi birçok becerinin normal veya normale yakın olmasına gerek vardır. Bu becerilerden bazılarının normalden çok kötü olması durumunda, ana dilin öğrenilmesi ve konuşmanın edinilmesi, olumsuz bir biçimde etkilenebilir.
Çocuklardaki sağlıklı bir dil gelişiminin ve konuşmanın erken öğrenilmesinin önemi var mıdır?
Çocukların dil ve iletişimsel gelişimlerini sağlayabilmek, kişisel başarılarında çok ön planda rol almaktadır. Sağlıklı ve coşkulu bir iletişim becerisine sahip olan annelerin ve babaların da benzer çocuklarının olması, uygun bir ortam hazırlanması ve güzel bir model oluşturduklarından dolayı özellikle kolayca gerçekleşir. Dolayısıyla bu nitelikler, kalıtımsal olmaktan çok, sonradan kazanılan türdendir. Sağlıklı ve coşkulu iletişim becerisinin kalıtımsal olarak anneden çocuğa geçmesi beklenmez. Ancak doğduktan sonra kendisine örnek aldığı, model aldığı, kendi aralarında sağlıklı ve coşkulu iletişim içinde bulunan anne ve babasının olmasının iletişim becerisinin gelişimi açısından olumlu bir etkisinin olacağı kabul edilmektedir. Böylece sağlıklı ve coşkulu iletişim bir ortamını, standart bir ilişki tarzı olarak algılaması beklenir. Anne ve baba çocuklarının iletişim becerisi üzerine olumlu etkide bulunmak istiyorlarsa öncelikli olarak ona iletişim becerisinin geliştirilebileceği bir ortamın ve sosyal çevrenin oluşturulması gereklidir. Becerileri mevcut, normal yapıda olduğu anlaşılan bir bebeğin çevreden profesyoneller tarafından desteklenmesi gerekmez, anne-baba ve yakınlarının sevgisi, ilgisi ile iletişim kapasitesini maksimum düzeye çıkartabilir.
Bebeğin çevresindeki iletişim ortamının konuşmanın gelişimi üzerine etkisi var mıdır, yoksa bu beceri doğuştan kazanılan bir beceri midir?
İlginç bir birliktelik, çocukların 1 yaş civarında hem yürümeyi, hem de tek sözcüklerle de olsa konuşmayı öğrenmeleridir. Yapılan araştırmalara ve gözlemlere göre yaşamının ilk 1 yıllık döneminde, beşiğinin dışına bırakılmayan ve adeta beşiğine hapsedilen bebeklerin hareketlerinin ve motor gelişimlerinin oldukça yavaş seyrettiği ve bazılarının ayakta durmak için 12 ay yerine 21. aya dek beklediği gözlenmiştir. Bundan çıkarılabilecek sonuç, bebeklerin doğal ve özgür bir biçimde ince ve kaba istemli hareketlerin gelişmesi ortamının sağlanabileceği yaş döneminde bu becerilerin gelişmesine uygun ortamda özgürce hareketleri yapabilme olanağı sağlanamazsa, bebeklerde gelişme zaman içinde ileriye doğru sarkmaktadır.
İletişim becerileri temelde içgüdüsel değil, edinsel becerilerse anne ve babaların bu becerinin kazanılmasında rolü nedir?
Bu açıdan bakıldığında da, anadil öğreniminde, anne ve kısmen baba anadilini konuşmayı öğrenmekte olan bir bebek için konuşma ve anadil öğretmenidir. Genelde anne ve babaların kendilerinin üstlendikleri rolün farkına varması beklenmez, çünkü bu doğal ve kendiliğinden oluşan bir süreçtir. Ancak anne ve babalara bu sürecin başarılı ve kısa zamanda yaşanmasını özendirmek gerekir. Kısaca olabildiğince erken olduğu takdirde daha iyi ve başarılı dil gelişiminin sağlanacağını anneler ve babalar bilmelidirler. Bir bebeğin konuşmayı doğru öğrenebilmesi için uygun dönem yaşamın ilk 3 ve 4 yılıdır. Bu amaçlanan çocuğa öğrenemeyeceği soyut bir kavramı, örnek olarak bağlılık veya sözde durmak gibi yaşına göre kavraması zor, soyut kavramları bir çocuğa öğretmek değildir. Bunun yanında, bir bebeğe zihninde zaten olabildiği düşünülen (açlık, tokluk, su, süt, anne, baba, hoşlanmak, uyumak, uyanmak vb.) kavramların, doğar doğmaz bebeğe aktarılması gerekir. Bebek doğar doğmaz bu gibi kavramlarla tanışabilir ve bu kavramların karşılığı olan anadilindeki sözcükleri tanımayı öğrenebilir. Bu şu anlama gelebilir. Bir bebeğin duygu ve düşüncelerine empati yaparak, anne ve baba bebeğinin duygu ve düşüncelerini öğrenebilir ve bu duygu ve düşüncelerinin farkında olduğunu bebeğine aktarabilir. Bu süreçte, bebeğin duygu ve düşüncelerini kavrayabilen bir anne (bilişsel beceri), daha sonra bu duygu ve düşüncelerini kendine mal edebilir (duygusal beceri). Dolayısıyla anne kendi dilini bebeğine aktarırken onun duygu ve düşünceleri önce özümlemek, daha sonra da bu duygu ve düşüncelerini anladığını göstermek üzere bebeğine sözlü olarak aktarmalıdır. Bu tarz duygu ve düşünce alışverişi annenin kendi dilini bebeğine aktarabilmesinde olmazsa olmaz bir koşuldur. Eğer duygu ve düşünceler, dilin varlığının ve lisan gereksinmesinin temelini oluşturuyorsa duygu ve düşüncelerin paylaşılması için elbetteki ana iletişim aracı olarak sözel iletişim yolları ve çocuğun ana dili kullanılmalıdır
Sözel iletişimin temeli, sorulu cevaplı diyalog yöntemidir
Ancak anneler ve babalar, çocuklarıyla yaptıkları her türlü ve her dönemdeki konuşmalarda, yetişkinlerin kendi aralarında kurduğu ve diyalog tarzında sürüp giden ikili soru-yanıt şeklinde konuşmalıdırlar. Anne, bebeğine soru soracak ve onun yanıt vermesini bekleyecektir. Bu durum, bebeğin tek kelime anadilini bilmediği doğumun ilk günleri için bile geçerlidir. Anne, “Karnın mı acıktı bebeğim?” sorusunu soracak, bebeğinin buna bir şekilde yanıt vermesini bekler. Yanıt vermesi için onun yüzüne bakarak yanıtı almaya çalışacaktır. Tek kelime bile konuşamayan bir bebeğin bile diyalog tarzında konuşma ritmine alışması gerekir. Anne sözel veya sözel olmayan tarzda bir yanıt vermeyen bebeğe, karnının acıkmış olabileceğini düşündüğü bir dönemde sorduğu bu sorunun yanıtını alabilmek için memesini bebeğin ağzına uzattığı takdirde eğer bebek memesini emmeye başlarsa, bu takdirde anne, “Hımm benim yavrum çok acıkmış anlaşılan” diyerek, kendi sorusunun karşılığında bebeğin acıktığının farkında olduğunu belirtebilir. Bu şekilde, anne ile bebek, gerçekçi ve iki tarafı da içine alan bir iletişim ortamını kurmuş demektir. Sözlü iletişim, yaşamın bir döneminde temel iletişim tarzı olmalıdır. Sözel olmayan nitelikteki diğer iletişim tarzları ise, sözel iletişimi tamamlayan nitelikte bir işlevi bulunabilir. Oysa bazen anadilini öğrenememiş, işitme kaybı olan bazı çocukların işaret ederek, konuşmaya çalışmaksızın isteklerini belirtme girişiminde bulunduklarını biliyoruz. Bu sözlü olmayan tarzdaki iletişim girişimleri sözlü anadilde iletişiminin yerine daha basit ve daha ilkel iletişim kurma girişimi olabilir ve bu girişim şekli bize, altta yatan önemli sorunların ipucunu verebilir. Bu nedenle eğer sözlü olarak bebeği iletişime sevk etmemize karşın, onda ters yönde bir çabayı gözlüyorsak, bu çabanın olumsuz gelişmelerin habercisi olması mümkündür. Anne bebeğine sözlü iletişim kurulması konusunda iyi bir örnek oluşturacak tarzda iletişim kurabiliyorsa, buna rağmen bebek gözlediği ve örnek alması gereken sözlü iletişim yerine başka tarzdaki iletişim modellerini geliştirmek istiyorsa, bu tarzdaki gelişimin nedenini ortaya çıkartmak için bir profesyonelden yardım talep etmek gerekir. Bu konuda üç büyük şehirde, odyoloji bilim dallarının bulunduğu Üniversite Hastanelerine başvurulması, bunun dışındaki yerleşim birimlerinde ise Kulak Burun Boğaz hekimlerine başvurulması uygun olur. Nedeni anlaşılana dek anne ve babalar, çabalarını sürdürmelidir. Ancak anne ve baba çocuğunu uzmana götürmekle bu konudaki sorumluluğunu devretmiş sayılmazlar, fakat uzmanın gereken işlemleri yerine getirmesini arzu ettiklerini belirtmelidir. Bir bebeğin sağlıklı gelişimini sağlamakla yükümlü olan anne ve baba bu yükümlülüğünü kimseye devredemez. Eninde sonunda bir çocuğun tümüyle sorumluluğu annesinde ve babasındadır ve bu yükümlülük herhangi bir şekilde, herhangi bir profesyonele devredilemez. Anne ve babanın kendi yükümlülüklerini yerine getirmediğine veya kötüye kullandığına karar verilinceye dek, devletin ve devletin sosyal kuruluşlarının çocuğun herhangi bir yükümlülüğü üstlenmesi söz konusu olmamaktadır.Zaman zaman sözel iletişim kurmakta zorluk çeken çocukların, işaret ederek, işaret yoluyla duygu ve düşünceleri ifade etme çabasına girdikleri gözlenmektedir. Bu durum, bebeklerde, üst düzeyde ve karmaşık bir iletişim şekli olan sözlü ve dil kullanımını geliştirici değil, köstekleyici bir girişim sayılmalıdır. İnsanlar arasındaki iletişimde salt el-kol işaretlerinden yararlanılması, geri kalmış bir iletişim tarzıdır. İşaretler, sözleri destekleyici nitelikte gerçekleştiği takdirde anlamı güçlendirebilmekte, fakat tek başlarına anlam ifade etmeleri durumunda yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle iletişim çabası veren bir çocuğun sözlü iletişimde bulunmaya teşvik edilmesine ve uygun sosyal ortama ihtiyacı vardır. Ancak hiçbir zaman, hiçbir şey zorla yaptırılmaya çalışılmaz. Bir çocuk sözcükleri kullanmaya zorlanmamalı, fakat sözcüklerden yararlanarak konuşabileceği gibi ortam hazırlanmalıdır. Uygun ortamın hazırlanması anne ve babaya düşmektedir.
İletişim becerilerinin gelişmesinde masal ve öykülerin rolü olabilir mi?
Anne ve babalar, çok küçük yaşlardan, örneğin 12. ve 14. aylardan itibaren, çocukların iletişim becerisini edinmesine katkı sağlamak üzere gelişim düzeyine uygun masal ve hikaye okuyabilirler. Masal ve öykü okuyarak, çocuklar önce dinleme ve konsantre olmayı, sonra anlama ve konuşmayı öğrenmeye bir adım atmış olurlar. Öykü veya masalları anlatırken sözcüklerin doğru telaffuzuna, söz dizim kurallarına, vurgulara çocuğun yaşına bağlı dil gelişim özelliklerine, jest ve mimikleri uygun kullanmaya, uygun konuşma hızı ile anlatmaya özen gösterilmelidir. Özellikle 2-3 yaşlarından itibaren masal-öykü anlatımıyla sözel dilin gelişiminde ilerlemenin yanısıra, kişilik gelişiminin parçası olan soyut kavramları öğrenmesini sağlar. Bu tarzdaki masal ve öykülerde iyi-kötü, güzel-çirkin, suç-ceza, başarı, ödül, hakkaniyet gibi ahlaki yargıların başka türlü öğrenilmesi yerine masallardan öğrenilmesi daha kolay olacaktır. Bir çocuğun, masal ve öyküler dışında, gerçek hayatta, olumlu-olumsuz birçok kavramla tanışmasını beklemek anlamsızdır.
Ayrıca gecikmiş konuşma, telaffuz bozukluğu (artikulasyon bozukluğu), kekemelik gibi konuşma bozukluk veya sorunlarının düzeltilmesi amacıyla masal ya da öykü anlatma çalışmalarından yararlanılabilir. Ancak masal veya öykünün korku ve şiddeti özendirici unsurlardan arandırılması gerektiği unutulmamalıdır.
İletişim becerilerinin gelişmesinde oyun oynamanın rolü var mıdır?
İletişim becerisinin gelişmesinde, konuşma ve dil yeteneklerinin oluşmasında, diğer bir önemli unsur da, çocukların her yaşta oyun oynamaya önem vermesidir. Oyun oynamak, önce kurallarının konuşulması, daha sonra oyun sırasında oynarken, sonunda da oyunun sonuçlarının yorumlanması sırasında da sözel iletişim becerilerinin yoğun ve verimli bir biçimde kullanılmasını gerektirir. Yaşamın kendi özgü kuralları olan bir oyun olarak da düşünmek olasıdır. Bu görüşün uzantısı olarak çocuklar oyun oynarken yaşama erken adım atmış ve oyun oynama sayesinde sebep-sonuç, çok çalışmakla başarıya ulaşılması, ekip dayanışması gibi kavramlarla tanışırlar ve bunu yoğun bir iletişim içinde kullanırlar. Yoğun olarak sözel iletişim, direk ve kestirmeden iletişim yöntemidir; bu nedenle iletişimin erken ve düzgün gelişebilmesi için mümkün olduğunca erken çocuk toplu ve bireysel oyun oynamaya teşvik edilmelidir.
Aslında doğumuyla birlikte bir bebeğin anadilini öğrenmesi süreci başlamıştır. Fakat her ne nedenle olursa olsun yaşıtlarına benzer bir düzeyde iletişim becerisine erişememiş bir çocuğun ruhsal dünyasını anlayabilmek, bizler için oldukça zordur. Eğer bu durumda olan bir çocuğun duygularını anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış açısından bakmalı, olayları ve kişileri onun gibi algılamaya ve yaşamaya çalışmalıyız. Bunu gerçekleştirebilmek için, en doğru yol, bu durumdaki çocukların rolüne girmeli, onun duydukları (duyamadıklarını) düşünerek, tepkilerimizi düzenlememiz gerekir. Salt ağız-yüz ve el işaretlerinden yararlanarak duygu ve düşünceleri anlamak, ne derece olasıdır. Eğer iletişim sorunu yaşayan kişinin duygularını ve sıkıntılarını anlayabilmek için zaman zaman o kişinin yaşadıklarını pratik olarak yaşamak gerekebilir.


BABALARIMIZIN BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

22 Kasım 2013 Cuma

ÇOCUĞUMA HANGİ MODELDE , HANGİ TİPTE VE HANGİ TEKNOLOJİ DÜZEYİNDE İŞİTME CİHAZI ALMALIYIM ?

Aslında bu sorunun  cevabı,  çocuğun işitme kaybının nedeni , işitme kaybının drecesi , işitme kaybının tipi, yaş grubu,    işitsel sözel gelişimi ve buna bağlı olarak sosyal ihtiyaçlarına  göre farklılık gösterebilir.

İşitme cihazları firmalarından bazıları (dünya genelinde arge yatırımı ve pazarpayı daha yüksek olan daha köklü geçmişe sahip firmalar)  bebek ve çocuklara yönelik (pediatrik) işitme cihazı  modelleri  üretmişlerdir.
Bu işitme cihazı modelleri, bilimsel gelişmeler, birey ihtiyaçları ,farklı bireylerdeki  işitme cihazı uygulma sonuçları, ailelerin beklentileri değerlendirilerek , araştırma ve geliştirme labaratuvarları tafından  tasarlanmış fiziksel yapı ve teknolojik özelliklere sahip modellerdir.

Biz de bu yukarıdaki sorunun cevabını   çocuklara özel üretilen  modelleri inceleyerek vermeye çalışalım.

Çocuklara  özel üretilen  işitme cihazı modellerini iki farklı  açıdan  ele alalım

1- Fiziksel özellikler
2- Yazılım ve teknoloji  özellikleri

Fiziksel  özellikler açısından  daha dayanıklı kabin tasarımı ,suya,tere,neme ve toza karşı daha fazla dayanıklılılk, mümkün olduğunca  küçük tasarım özel boynuz yapısı , güvenlik açısından  pil kapağı kilidi,program  ve kazanç düzeyi sabitliğini  sağlayabilmek için manuel kontrol kilidi.
Çocuğun  cihaza daha sıcak yaklaşmasını sağlayabilecek farklı,eğlenceli  renk seçenekleri, bazı modellerde farklı desen ve çizgi film karakteri çıkartmaları  kabin üzerine yapıştırılabiliyor.

Yazılım ve teknoloji düzeyi açısından  ;  işitme cihazı  bilgisayar teknolojisinin  gelişimine paralel olarak  oldukça gelişti.  Bir çok  teknoloji (wireless,bletooth,otomatik adaptivite,smart teknoloji,vb.)  işitme cihazlarında kullanılıyor . Ancak çocuklara özel  model üretimi yapan firmaların ürettiği işitme cihazı modellerine baktığımızda  özellikle   0-3 yaş grubu  ve   henüz konuşma gelişimini tam olarak sağlayamamış çocuklarda , gelişmiş teknoloji kullanımının sınırlı olduğunu  görüyoruz.Bunun yanında  çocuk için önemli olan  birçok standart veriye  göre  çocuk işitme cihazı modelleri için yazılım geliştiriliyor  (örn dış kulak yolu hacmi,gercek kulak kazancı farkı hesaplaması  DSL V5  pediatrik  uygulama formülü  bu formül  çocukların özellkle tiz frekanslardaki  kaybını daha iyi karşılayarak  konuşmann öğrenilmesi ve anlaşılmasında  başarının  sağlanması için  geliştirilmiş evrensel bir hesaplama formülüdür.)

Buradaki amaç ve mantığın, çocuğun  gelişim aşamasında olan  işitme sistemini  geliştirmeye teşvi edecek seviyede  olan teknoloji kullanımının olumlu sonuçlar vermesi olabilir

Yıllar süren çalışmalar ve hasta takipleri sonucunda  çocuklarda  yeterli miktarda  teknoljik özellik  bulunduran çocuk işitme cihazı  modelleri üretilmektedir.

Bizim ülkemizdede  SGK sosyal güvenlik kurumu çocuklar için ödemesi  yapılacak işitme cihazlarının standartlarını  yaş grubuna göre  belirlenmiştir.Bu standartları  dışında  verilen cihazların  ödemesini SGK yapmamaktadır.




  Sonuç  olarak  bizim  çocuklardaki işitme cihazı  seçim yaklaşımımız;  çocuğun  işitme kaybı tipi ve derecesi, çocuğun yaşı ve  konuşma gelişimi göz önüne alınarak  yeterli düzeyde teknolojisi olan  özellikte,çocuklar için üretilmiş içinde pediatrik  fitting(ayar) förmülü olan yazılım içeren işitme cihazı  modellerini   çocuklara  öneriyoruz ,çocuğun işitme kaybı nedeni ve  tipine  bağlı olarak , işitme kaybının  kısa sürede artması söz konusu olabilecek, işitme kayıplı çocuklarda,işitme cihazının kazanç değerlerini bu duruma göre seçiyoruz ve öneriyoruz.Bunun yanında  işitme cihazının cihazının  darbeler ve sıvı temasına dayanıklı bir model olması da çok önemlidir

. Çocuğun yaşına,kulağının anatomik yapısına göre bebek veya çocuk boyutu boynuz  kullanılmalıdır. Kulak kalıbının  işitme kaybının frekanslara göre dağılımına uygun  olarak yapılması (kısa kanal uzun kanal ,vent,kalın tüp vb.) çok çok önemlidir.Mutlaka çocukta cihaz kulağında iken feedback testi yapılmalı eğer kalıptan veya başka bir sebepten, feedback (ıslık sesi -ötme sesi) kesici devre tarafından  cihazın kazancı sınırlandırılıyorsa kalıp tekrar yapılmalı ve kalıp yaşa göre sıklıkla kontrol edilmelidir.Kulak kalıbının hortumu (tüpü) iki en fazla üç ayda bir yenilenmelidir.


Çocuğunuza uygun cihazı almalısınız annelik ve babalık iç güdüsüyle ben çocuğuma en iyi (pahalı?) cihazı alırım yaklaşımı çok  doğru bir yaklaşım olmayabilir.
Tavsiyemiz  bulunduğunuz bölgede ve ya yakınlarda  bulunan bir Üniversite hastanesi yada  Sağlık  Bakanlığına bağlı Eğitim Araştırma Hastanesindeki  Uzman Odyolog yada  Odyologdan hem  uygulanacak işitme cihazının sahip olması gereken asgari özellkler  hemde işitme cihazı ile birlikte uygulanabilecek işitme cihazı eğitimleri konusunda  bilgi almanızı tavsiye ederiz.

21 Kasım 2013 Perşembe

ÖZEL EĞİTİM (İŞİTME CİHAZLI ÖZEL EĞİTİM)

İşitme cihazı uygulaması ve takibine paralel olarak işitme kayıplı çocuğun ailesine  aile eğitimi ve  çocuğa da  özel  eğitim uygulanmasıyla  işitme cihazının  başarısı artacaktır.

Aşağıda  İzmir ' de ki  özel eğitim merkezlerinin  adres ve telefonlarını bulabilirsiniz.

Çocuğunuza işitme ile ilgili  bir özel eğitim aldıracakdanız, mutlaka  göndereceğiniz eğitim kurumuna gidin  özel eğitim  öğretmeniyle görüşün  nasıl bir eğitim takvimi ,programı,yöntemi kullanacağını öğrenin  çocuğunuzun eğitim  göreceği yerin  fiziksel şartlarını  inceleyin, çocuğunuzun  birebir  eğitim  almasını  ve  diğer  özel  eğitim gerektiren  durumu olan çocuklarla karışık eğitim  görmemesini sağlayın...

İzmir ilinde yalnızca  işitme kayıplarıyla çalışan özel eğitim kurumları ise şöyledir.


Postacılar Mah. 7599 sokak No:2 (Postacılar muhtarlık ilerisi) Bayraklı / İZMİR  0232 363 00 20  - 0542 802 60 82 - 0555 699 44 0232 363 00 20  0542 802 60 82 - 0555 699 44 
Ali Çetinkaya Bulvarı No:38/3 Alsancak / İZMİR Tel: (232) 463-6566

Cumhuriyet Bulvarı No: 280 TEV-2 İş Merkezi D: 201 Alsancak/İzmir Tel: 0 232 465 28 01-02.

İzmir'deki özel eğitim kurumları ;
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA BAĞLI ÖZEL EĞİTİM KURSLARI
ALİAĞA İLÇESİ
Özel Martı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Yeni Mah. 548 Sok.No:12/2- Aliağa-İzmir
Telefon: 617 09 19
BALÇOVA İLÇESİ
Özel Balçova Zirve Eğitim ve Rehabilitasyon Kursu
Manolya Sokak No:40 Balçova-İzmir
Telefon: 277 41 67
Özel Yalçınlar Özel Eğitim Kursu
Korutürk Mah.Vali Hüseyin Öğütcen Cad. No:39/A  Balçova-İzmir
Telefon: 259 11 26-277 83 18
Özel Salih Dede Özel Eğitim Kursu
Demirci Efe Sok.No:132 Balçova -İzmir
Telefon: 277 02 64
Özel Öz Egem Özel Eğitim Kursu
 Korutürk Mah.Kasırga Sok.No:33 Balçova-İzmir
  Telefon:  279 14 18
Özel İzgi Özel Eğitim Kursu
Korutürk Mah.Ekin Sok.No:22 Balçova-İzmir
Telefon: 277 36 02
Özel Mediha Tunç Özel Eğ.ve Rehabilitasyon Merkezi
Korutürk Mah.Ahlat Sok.No:25 Balçova-İzmir
Telefon: 279 01 55
BERGAMA İLÇESİ
Özel Derman Özel Eğitim Kursu
Fatih Mah.Altındağ Sok.No:22/1 Bergama-İzmir
Telefon: 631 63 63
Bergama Spastik Engelli Çocuklar Derneği Özel Kozak Özel Eğitim ve Reh. Merkezi
Zafer mah. Köprülüler Cd. No: 11 Bergama-İzmir
Telefon: 631 32 80
BORNOVA İLÇESİ
Özel Bornova Ufuk Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kursu
67 Sok.No:17/2 D:1 Bornova-İzmir
Telefon: 343 42 83 
Özel İlgi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi     
Mansuroğlu Mah.  284/1 Sok. No: 12 Kat:1 D:1-2 Bornova-İzmir
Telefon: 4625139
Özel Dünyam Özel Eğitim Kursu
Erzene Mah. 66 Sok.No:11/1-2 Bornova-İzmir
Telefon: 339 97 87-339 20 21
Özel Ege Uğur Özel Eğitim Kursu
Mansuroğlu Mah.263 Sok.No:21/21-A Bornova-İzmir
Telefon: 348 68 14
Özel Yazgı Özel Eğitim Kursu
Mansuroğlu Mah. 286/6 Sok.No: 25 Bornova-İzmir
Telefon: 348 04 07
Özel Arıcanlar Özel Eğitim Kursu 
284/1 Sok.  No:5/A   Bornova-İzmir
Telefon: 461 88 01
Özel Öz Paylaşım Özel Eğitim Kursu     
5141 Sok.No:9/1-2  Çamdibi - Bornova-İzmir
Telefon: 435 95 15
Özel Nesli Özel Eğitim Kursu       
Mansuroğlu Mah.270/1Sok.No:21 Zemin-1-2 Bornova-İzmir
Telefon: 348 11 67-348 11 97
Özel Çağdaş Yalın Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
186 Sok.No:13 Daire:1-2-3-4 Bornova-İzmir
Telefon: 339 34 42
Özel Nefes Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Dumlupınar Cad.No:175/A D:1-2-3-4 Bornova-İzmir
Telefon: 371 90 00
Özel İzge Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Osmangazi Mah. İbrahim Ethem Cad. No:48 Bornova-İzmir
Telefon: 341 52 42-341 02 42
Özel Mavi Su Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Kızılay Mah. 703 Sok.No:20/1-2-3 Bornova-İzmir
Telefon: 343 08 20
BUCA İLÇESİ
Özel Buca Yaşam Eğitim ve Reh.Kursu 
343 Sok.No:6 Şirinyer - Buca-İzmir
Telefon: 426 76 41      
Özel Buca Ata Özel Eğt.ve Reh.Kursu
492/1 Sok. No:11 Şirinyer- Buca -İzmir
Telefon: 452 46 03     
Özel Şirinyer Özel Eğitimve Reh.Kursu
155 Sok.No:7 D:1-2 Şirinyer - Buca-İzmir
Telefon: 448 06 39 
Özel Özgür Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Kursu
206/38 Sokak No:27 Buca-İzmir
Telefon: 438 69 24
Özel Burçak Özel Eğitim Kursu
Vali Rahmi Bey Mah.139 Sokak No:34  Buca-İzmir
Telefon:  420 09 26
Özel Buca Yaşam Özel Eğ.Kursu Buca Şub.
106 Sokak No:9 Buca-İzmir
Telefon: 420 58 32
Özel Günışığı Özel Eğitim Kursu
79 Sok.No:29-31 Buca-İzmir
Telefon: 442 38 68
Özel Çağdaş Işık Özel Eğitim Kursu Buca Şubesi
170 Sok. No:5 Buca-İzmir
Telefon: 420 89 99
Özel Lerzan Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Öğretmenevleri 138 sok. No:24 Buca-İzmir
Telefon: 4260202
ÇEŞME İLÇESİ
Özel Sıdıka Ertan Özel Eğitim Kursu
16 Eylül Mah.3001 Sok.No:36 Çeşme-İzmir
Telefon:  7122672
ÇİĞLİ   İLÇESİ
Özel Vasfiye Orhan Akyıldız Zih. Eng.Kursu
Cemil Meriç Bulv.6780 Sok.No:9 Çiğli-İzmir
Telefon: 370 35 11  
Özel Mavi Ekin Özel Eğitim Kursu           
Köyiçi Mah.8050 Sok.No:24/1-2 Çiğli -İzmir
Telefon: 376 13 76   
Özel Meral Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi  
Evka-2 Mah.6782/3 Sok.No:15 Çiğli -İzmir
Telefon: 370 72 70
GAZİEMİR İLÇESİ
Özel Dengem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi  
Gazi Mah.28/30 Sok.No:2 K:3/301-302 K:4/401-402
Gaziemir -İzmir
Telefon: 252 22 11   
Özel Çağdaş Önem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi 
Önder Cad.No:111Gaziemir -İzmir
Telefon: 252 11 34    
Özel Dengem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi G.Emir Şb.
Önder Cad.No:119/A 119 Kat:1-2-Gaziemir-İzmir
Telefon: 252 18 38
KARŞIYAKA İLÇESİ
Özel Harika Özel Eğ.ve Reh.Kursu 
1715 Sok.No:11 Kat: 2 Karşıyaka-İzmir
Telefon:  369 94 48 – 393 00 70
Özel Sarmaşık Sağlık Sevgi Reh. Merkezi Kursu     
Anadolu Cad. No: 169 Bayraklı - Karşıyaka-İzmir
Telefon: 345 30 03
Özel Akem Özel Eğitim Kursu     
Bahriye Üçok.Blv.No:1/3 K:5 D:503-603  Karşıyaka-İzmir      
Telefon: 369 74 22                                                                               
Özel Oluşum Eğitim ve Rehabilitasyon Kursu 
Soğukkuyu Mah.1837 Sok.No:14 Dubleks-D:1 Karşıyaka
Telefon: 381 34 98  
Özel Bora Özel Eğitim Kursu 
1683 sok. No:7/A Alaybey- Karşıyaka -İzmir                  
Telefon: 3680216- 3681559
Özel Yürekli Dost Özel Eğitim Kursu 
1595/2 Sok.No:2/A Karşıyaka-İzmir
Telefon: 368 02 16
Özel Nazlı Deniz Özel Eğt.Kursu K.Yaka Şb.
1688 Sokak No:13 Karşıyaka-İzmir
 Telefon: 364 08 88
Özel Sercan Özel Eğitim Kursu
1644 Sok.No:114 Bayraklı -İzmir
Telefon: 341 41 47
Özel Oğulcan Tolga Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
1644 Sok.No:6/11Dai:1-2-3 Bayraklı-İzmir
Telefon: 371 72 9
Özel Beyaz Yakamoz Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Mrk.
1748 Sok.No:138 Daire:Zemin-1-2 Karşıyaka-İzmir
Telefon: 3643272 
KONAK İLÇESİ
Özel Ayışığım Özel Eğitim Kursu  
235 Sok.No:58 Hatay -İzmir   
Telefon: 232 36 91
Özel Makbule Utku Özel Eğitim Kursu
231 Sok.No:34 Hatay-İzmir
Telefon: 2313436-243 28 70
Özel Nazlı Deniz Özel Eğitim Mrk. Kursu
1462 Sok.No:55 Alsancak-İzmir
Telefon: 421 65 63
Özel Ayna Özel Eğitim Kursu
65 Sok. No:27 F.Altay Meydanı Konak-İzmir
Telefon: 321 22 11
 Özel Destek Özel Eğitim Kursu
1484 Sok.No:20 Alsancak-İzmir
Telefon: 465 28 01-02-03       
 Özel Şencanlar Özel Eğitim Kursu
356 Sok.No:10 Kat:1 Üçyol-İzmir
Telefon: 250 70 72
 Özel Cansu Hayat Özel Eğitim Kursu
1460 Sok.No:7 Alsancak-İzmir
Telefon: 421 28 16-421 29 07  
 Özel Çağdaş Işık Özel Eğitim Kursu
142 Sok.No:12 D:1-2-3 Hatay-İzmir
Telefon: 243 28 68
 Özel Çağdaş Işık Özel Eğitim Kursu Alsancak Şb.
1482 Sok.No:4 Alsancak-İzmir
Telefon: 463 85 01
 Özel Moral Özel Eğitim Kursu
1464 Sk.No:38 Alsancak -İzmir
Telefon: 464 71 61-463 61 84 
 Özel Ata Bilgi Özel Eğitim Kursu
2815-2816 Sk.No:11 Mersinli -İzmir
Telefon: 464 82 93 
 Özel Gülen Gözler Özel Eğitim Kursu 
Güzelyalı Mah. 52/75 Sok.No:20/1-2-3 Konak-İzmir
285 50 44 
 Özel Yıldız İlkadım Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi   
1357 Sok.No:3/A-B Alsancak -İzmir
Telefon: 421 20 40  
 Özel Ender Çocuk Özel Eğitim Kursu 
Çankaya Mah.144 Sk.No:6/A Konak-İzmir
Telefon: 232 62 47     
 Özel Pembe Bağcık Özel Eğitim Kursu
1464 Sok.No:15 Alsancak-İzmir
Telefon:  463 64 66
 Özel Fatma Çiğdem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Mrk. 
143 Sok.No:4 Mithatpaşa  -İzmir
Telefon: 232 72 85 
 Özel Yeni Yankı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
1258 Sokak No:30 Konak-İzmir
Telefon: 441 70 90 
 KEMALPAŞA  İLÇESİ
 Özel Bir Dilek Özel Eğitim Kursu
M.A.Ersoy Mah.Kirazlı Cad.No:131/A-131/B  Kemalpaşa -İzmir
Telefon: 878 43 71      
Özel Mutlu Yaşam Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Çiniliköy Okul Yolu Sok. No:10- Kemalpaşa-İzmir
Telefon: 878 46 71 
NARLIDERE İLÇESİ
Özel Mavi Dere Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Çatalkaya mah. Malazgirt Sok.No:43  Narlıdere-İzmir
Telefon: 239 68 35

Özel Manolya Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi 

Çamtepe Mah. Öncü Sok.No:12  Narlıdere-İzmir   
Telefon: 239 62 72
ÖDEMİŞ İLÇESİ
Özel Aktif Değişim Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Zafer Mah.1308 Sok. Cezaevi Karşısı  Ödemiş-İzmir
Telefon: 546 30 90
Özel Etkileşim Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Akıncılar Mah.Akdeniz Cad.No:17 Kat:2/2 Ödemiş-İzmir  
Telefon: 545 26 00
Özel Birgi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Atatürk Mah. Yarbay Cd. No:9-10 Birgi-İzmir
Telefon: 544 62 11
SEFERİHİSAR İLÇESİ
 Özel Can Arkadaş Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi
Turabiye Mah.Yeşillik Cad.52/4 Sok.No:26 Zemin-1.Kat Seferihisar-İzmir
Telefon: 43804 00
 TORBALI İLÇESİ
Özel Anaç Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Ertuğrul Mah.Mithat paşa Cad. No: 35  Torbalı-İzmir
Telefon: 8567330
URLA  İLÇESİ
Özel Güneş Yolu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Yaka Mah.Sümer Sok.No:14 Urla-İzmir
Telefon: 754 12 17